18 Nisan 2010 Pazar

Hüzünlerimin Kıyısına mahkûm edilmiş bir aşktan, yazınlar anlıma


Hüzünlerimin Kıyısına mahkûm edilmiş bir aşktan, yazınlar anlıma
Karanlığa sürgün oldum sonsuz ayrıklarla.
Geceye göndüm, yüreğimle birlikte yıldızları da.
Hüzünlü bir ölüm istedim bu gece sessizce gitmek, sanki sokakların çıkmazlarına doğru kimsesizler mekânlarına.

Hüzün’baz yüreğim ağır geliyor nedense boğulmak istemedim(ki ben) gece boğdu beni.
Kör körüne bir gidiş, dipsiz bir sokak karşımda.
Dağıldım, yorumdum.
Hüzünlerimle gitmek istedim, ölümü özlettin kör olasıca batırırken kelimeleri yüreğime daha da ağırlaşmadan yüreğim, gitmeliyim sessizce.

Bak seyri âlemindir bu dökülen cümleler. Bak kelimelerde yas da,
Ellerimde gömülüyor.
Hüzün’baz şehirlerin karanlık girdap kuyularına.

Avuçlarım da. Kırık bir kalp duman bulutunun içinde gizlenmiş yüzüm senden düştü artık ellerim üşüdü gözyaşlarım dondu bir damla hüzün bulaştı yüreğime.
Hüznümün demlendiği bir gece de, karanlıklar boğdu yüreğimi.
Aylaklarımdan başlıyorum çekilmeye yüreğimi en sona bırakıyorum.

Hüzün sana bakıyor belikli oda yas da ağlarcasına. Hüzün işte acıtıyor yine yakıyor ve yanıyor, yakmazsa olmaz ki bu karanlığın tadı, sonra üşür yüreğim acımazsa.
Bu yüzden gülmek çok ağır geliyor yüzüme sessizliğe mahkûm oldum işte
Nefesim Yetmiyor atık ölmene bir nefes kaldı yüreğimde ölmene bir nefes
Son nefesim/son nefesindir.

Sol yanın da, saklıyorum seni yalnızlığımla birlikte ve ölüme bir nefes kaldı peki ne zaman bitecek bu düş, düşme düştüğüm an ve son durak ölüm.
Son nefeslerim işte ve bir ben kalmış (son yolcu)sonsuzluğa giden
Hüzünleri ile

Alperen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder